Lamine Kaplama

Öncelikle muayenede bu tedavinin hastaya uygulanabilirliğini belirlemek için dişler, üst ve alt ön dişler arasındaki ilişki dikkatlice incelenir. Daha sonra hastanın dişleri kesilmeden önce ölçü alınır. Ayrıca her hasta için özel hazırlanan model ile dişler kesilmeden önce ağzın nasıl görüneceğini 3 boyutlu olarak görülebilir. Daha sonra dişler aşındırılır ve dişlere özel olarak uyan kaplamaları oluşturmak için bir kalıp hazırlanır. Hazırlanan kalıba göre laboratuvarda kaplamalar oluşturulur. Kalıcı kaplamalar hazır olduğunda, dişler bonding için hazırlanır ve yapıştırma işlemi gerçekleştirilir. Kaplamanın dişe tam yapışması için özel bir odaklanmış ışık kullanılır. Laminate’ler sadece kontakt lenslerin kalınlığı kadardır. Ayrıca laminate yerleştirirken dişin minesinin ve yapısının değiştirilmesine gerek yoktur. 

Laminate Veneer; reçeteli ilaçlar, sigara veya kanal tedavisi nedeniyle dişlerinde renk değişikliği olan kişiler için uygundur. Bunun dışında dişlerinde küçük kozmetik hasarlar veya dişler arasında orantısız olarak geniş boşluklar bulunan kişiler için de önerilir. Genel olarak gülüş tasarımında ya da az sayıda dişinizin şekil ve formunda küçük ve hızlı düzeltmeler arıyorsanız bu tedavi şekli sizin için çok iyi bir seçenek olabilir. 

Bazen, diş kaplamaları veya lamina yapılmadan önce, bir veya daha fazla diş için diş eti şekillendirme gibi bir başlangıç tedavisi gerekebilir. Kimi zaman ise bu tedavilerin hiçbiri mümkün olmaz ve hastanın ortodonti tedavisine ihtiyacı olabilir. Dişlerin arasındaki boşlukların kapatılması, dişlerin boyunun uzatılması ve yeniden şekillendirilmesi gerekiyorsa, kırık veya çatlak dişlerin tedavisi için Laminate Veneer yöntemine başvurulabilir. Ayrıca dişlerinin rengini beğenmeyen, kalıcı beyazlık isteyen hastalarda, gülüşünü beğenmeyen hastalarda gülüş tasarımı için ve hafif çapraşık dişlerin düzeltilmesinde porselen kaplamalara alternatif olarak yine bu teknik tercih edilebilir.

Bu tedaviden sonra hastanın dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Öncelikle hasta yemek seçimlerine dikkat etmelidir. Çok sert ve kabuklu yiyecekler yenmemelidir. Çünkü bu maddeler yapıştırılmış olan lamina kaplamaları kırabilir. Laminate Veneer tedavisi tamamlandıktan sonra, kaplamaların nasıl oturduğunu değerlendirmek için diş hekimine bir takip randevusuna gidilmelidir. Bu muayene sonucuna göre, diş hekimi kaplamaların diş etleri ile nasıl etkileşime girdiğini inceler. Hastaya diş eti veya diş temizliği için herhangi bir tavsiyede bulunur. 

Kaplamaların yüzeyini bozmaması için diş temizliğinde seçilecek olan diş macunu aşındırıcı olmamalıdır. Buna ek olarak eğer hasta dişlerini sık sık gıcırdatıyor veya sıkıyorsa kaplamaları korumak için uyurken bir gece koruyucu takmayı önerebilir. Günlük fırçalamayla birlikte diş ipi kullanımı da çok önemlidir. Genellikle tedaviden sonraki ilk birkaç gün yumuşak yiyeceklerden oluşan bir diyet önerilir. Bununla birlikte hastanın dişlerinin yeni yapısına alışması biraz zaman alır.

Laminate Veneer ömrü kullanıcının hassasiyetine göre değişmekle birlikte 15 yıla yakındır. Ömrü büyük ölçüde bakımlarının ne kadar iyi yapıldığına bağlıdır. Bununla birlikte, eğer hasta diş hekiminin talimatlarına uyduğu takdirde kullanım ömrü de artar. Kompozit kaplamaların ömrü yaklaşık 5 ila 7 yıl iken laminate ve porselen kaplamaların dayanıklılığı yaklaşık 10 ila 15 yıldır. Ayrıca Laminate Veneer’in termal genleşmelerinin diş minesine benzer olması dayanıklılığını artıran bir unsurdur.

Laminate Veneer uygulamasının dişlere herhangi bir zararı yoktur. Bazen Laminate Veneer’ın rengi hastanın doğal diş rengiyle tam olarak eşleşmeyebilir. Ayrıca diş gıcırdatma veya dişlere alınan güçlü bir darbe, kaplamaların dişlerden ayrılarak düşmelerine neden olabilir. Lamina, sadece bir kontakt lens kalınlığında ve porselen kaplamalara göre daha ince bir alternatif iken, dişi değiştirmeden yerleştirildiklerinde dişlerde hacim oluşturabilmektedir. Lamina, minimum hazırlık gerektirir; sigara, çay, kahve gibi maddelerle boyanmazlar ve ışığın geçmesine izin verir. Böylece Laminate Veneer doğal dişlerden ayırt edilemez. Bu nedenle günümüzün de en ideal estetik diş tedavi yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkar. 

Porselen lamina uygulaması ile zirkonyum kaplama arasındaki farklar şu şekilde sıralanabilir:

•Zirkonyum dişi tamamen saran bir kaplama yöntemidir. Lamina porselen dişlerin sadece ön kısmına uygulanır ve her dişe ayrı ayrı uygulanır.

•Porselen lamina kaplamalar ise porselenden yapılır ve genellikle laboratuvarlarda yapılır.  Porselen kaplama yapımı 3 gün sürebilir. Porselen kaplamanın dişe yapıştırılması yaklaşık 1-2 saat sürer.

•Zirkonyum kaplamaların yapıştırılması yaklaşık 20 dakika ila 2 saat sürer. 

•Zirkonyum kaplamalar diş minesinin etkisini daha iyi taklit ederek ışığı daha doğal bir şekilde yansıtır.

•Zirkonyum kaplamalar yaprak porselen uygulamasına göre daha uzun süre dayanabilirler. 

•Zirkonyum kaplama daha kısa sürede uygulanabilmesi ve dişi kaplamasından dolayı daha çok tercih edilir.

•Zirkonyum kaplamada eksik dişler için köprü uygulamak mümkündür. Lamina porselen tedavisi köprü uygulamasına uygun değildir.

•Zirkonyum kaplama porselen laminaya göre dış etkenlere karşı daha dayanıklı bir yapıya sahiptir.

•Dolgu ile tatmin edici bir sonuç alınamadığı durumlarda ve doku kaybının yüksek olması beklenen durumlarda sıklıkla zirkonyum kaplama sıklıkla tercih edilir. 

•Bunlara ek olarak köprü ve kuron tedavilerinde, dişlerde yoğun renk solmasının olduğu durumlarda, dolgu uygulamaları ile düzeltilemeyen kırıkların restore edilmesi, dişler arasındaki boşluklar lamina kaplama veya farklı tedavi yöntemleri ile kapatılamıyor ise zirkonyum kaplama tercih edilir.

•Zirkonyum kaplama, lamina porselen uygulamasına göre ileriki zamanlarda dişlerde ortaya çıkacak olan lekelenmelere karşı daha dirençlidir.

•Zirkonyum kaplama, doğal dişlerle uyumu sayesinde metal alerjisi olan hastalarda dahi rahatlıkla kullanılabilir.